Étienne de La Boétie

Vikisöz, özgür söz dizini
Étienne de La Boétie
Fransız yazar, düşünür, yargıç ve siyasetçi.
Doğum tarihi 1 Kasım 1530
Doğum yeri Sarlat-la-Canéda
Ölüm tarihi 18 Ağustos 1563
Ölüm yeri Le Taillan-Médoc
Vikipedi maddesi
Vikiveri öğesi

Étienne de La Boétie (1 Kasım 1530 – 18 Ağustos 1563), modern siyaset biliminin temellerini atan Fransız yazar, düşünür, yargıç ve siyasetçi. Montaigne'in en yakın dostu olarak bilinir.

Sözleri[değiştir]

  • İnsan özgür doğar, oysa her yerde zincire vurulmuştur.   
  • Hiç kuşkusuz, tiran hiçbir zaman ne sevilir ne de sever.    
  • Siz iktidara rıza göstermezseniz, o kendiliğinden yıkılır.   
  • Siyasette ahlâki olan ya da olabilecek hiç bir şey yoktur.  
  • Dünyada hiçbir şey haksızlık kadar doğaya aykırı değildir.   
  • Kulluk etmemeye karar verdiğiniz an özgürsünüz demektir.    
  • Kendini sevene karşı kuşkulu, kendisini aldatana karşı ise saftır.   
  • Hiçbir zaman bilmediğimiz bir şeyden dolayı sızlanıp yakınmayız.   
  • Din, odunu yarmak için yine odundan çıkardığı yongayı kullanır..     
  • Öküzler bile boyunduruk altında sızlanır. Kuşlar ise kafes içinde yakınır.
  • Gaddarlığın, namussuzluğun, adâletsizliğin olduğu yerde dostluk olmaz.  
  • Halk, her zaman yalanları kendisi yaratmış, sonra da bunlara inanmıştır.   
  • İnsanın ne kadar efendisi olursa insan o kadar kez daha fazla mutsuz olur.  
  • Bir şeyi anlamak, o şeyi oluşturan parçaları iyice gözetmekle mümkündür.     
  • İyilik yapmayı bilmedikleri için, budalalık sürekli olarak tiranlarda bulunur.   
  • Tirana destek olan ve tüm ülkeyi kulluk altında tutan hep dört ya da beş kişidir.   
  • Doğal olan ne kadar iyi olursa olsun, eğer onun bakımı yapılmazsa yok olur gider.  
  • Ülke ona kulluk etmemeye karar versin bir kere, tiran kendiliginden yok olup gider.   
  • Boyunduruk altında doğan insanlar, kulluk kölelik ortamı içinde büyütülüp eğitilirler.   
  • İnsanlar sağır olmasalardı, hayvanların Yaşasın özgürlük! diye bağırdıklarını işitirlerdi.   
  • -Biz insanlar arasındaki zayıflık öyledir ki, çoğu zaman güce itaat etmek zorunda kalırız.  
  • Genelde halk maruz kaldığı kötülüğün suçunu tiranda değil, bu tiranı yönetenlerde görür.  
  • Kendi varlığını hisseden her varlık , tutsaklığın felaket olduğunu hisseder ve özgürlüğü arar.   
  • Arkadaşlık kutsal bir kelimedir, kutsal bir duygudur, sadece iyi insanlar arasında var olabilir.
  • Tarlalarınızın yağmalanmasına, evlerinizin ve eşyalarınızın çalınmasına seyirci kalıyorsunuz.    
  • Öyle bir yaşam sürüyorsunuz ki, hiçbir şeyin size ait olduğunu söyleyebilecek durumda değilsiniz.   
  • Aydınlanma, insanın kendi suçu ile düşmüş olduğu bir ergin olmama durumundan kurtulmasıdır.   
  • Hükmedilen halk niçin ve nasıl boyun eğerek onaylayana, yani gönüllü kullar toplamına dönüşür?  
  • Tiran, onlar kendisiyle çatışmak yerine katlanmayı tercih ettiği sürece onlara hiçbir zarar vermez.  
  • Özgür insanlar arasındaki her kişi, hem kendisi hem de toplumun iyiliği için en iyisini yapmayı arzular.   
  • Özgürlüğü, bağımsızlığa ve ? bağımsızlığın sağladığı rahat yaşama yeğleyebilen yalnızca bilge bir azınlıktır.   
  • Eğer insanlar fazla sağır olmasaydılar, hayvanların onlara "yaşasın özgürlük" diye haykırdıklarını duyarlardı.    
  • İktidarın baskıya, fiziksel şiddete başvurması, genellikle hegemonya işlevinin başarısız olduğu anlamına gelir.   
  • Özgürlük öylesine büyük ve öylesine hoş bir iyiliktir ki, bir kez kayboldu mu tüm kötülükler arka arkaya sıralanır.   
  • Diktatörler, kendilerine itaat edildiği için iktidarda kalırlar. Onlardan korkulmaz ve itaat edilmezse zorda kalırlar.
  • Dostluğun ortak ödevleri, bizim doğamızın yapısından dolayı, yaşam sürecimizin önemli bir parçasını alıp götürür.    
  • Hiç kimse zarar verilmeden köle durumunda tutulamaz ve dünyada hiçbir şey haksızlık kadar doğaya aykırı değildir.    
  • İnsanların gönüllü kulluk etmelerinin birinci nedeni olarak serf doğduklarını ve bu biçimde eğitildiklerini söylemiştim.     
  • Tiranı koruyanlar süvari bölükleri, yaya insan sürüleri ya da silahlar değildir. İlk bakışta inanmak isten­mez, fakat gerçektir.   
  • Ezilen sınıflar, hükmetme sistemine karşı olan ayaklanmalarını bile, genellikle, hakim meşruluğun çerçevesi içinde yaşarlar.   
  • Adil bir şekilde ekmeğini elde edip dürüstlükten sapmamak isteyen kişi, her zaman diğerlerinin eşiti olarak kabul eder kendini.   
  • Demek ki, duygusal olan her şey, duyguyu elde ettiği andan başlayarak bağımlılığın kötülüğünü hissedip özgürlüğün peşinden koşar.   
  • Özgürken çok güçlü oldular; güçlü oldukları için zengin oldular; zenginlik onları bozduğu için tekrar köleliğe ve aşağılık hallere düştüler.   
  • Halkın kendisi kul olmayı kabul edip kendi boğazını kesiyor; kul olmayı veya özgür olmayı seçebilirken özgürlüğü itip boyunduruğu seçiyor.  
  • Tirana karşı koymak, onunla savaşmak gerekmez bile. Ülke ona kulluk etmemeye karar versin bir kere, tiran kendiliğinden yok olup gider.  
  • Halk bir kere kulluklaşmaya görsün, özgürlüğü öylesine unutuyor ki, artık onun uyanıp yeniden özgürlüğünü ele geçirmesi olanaksız oluyor.  
  • Hiçbir şeye sahip olmadan rahatını, özgürlüğünü, bedenini ve hayatını başkasına bağlı olarak yaşamaktan daha sefil bir durum olabilir mi?  
  • Insanlar çoğu kez aldatılma ile özgürlüklerini kaybederler; bu durumda başkaları tarafından kandırılmaktan çok kendi kendilerini aldatırlar.   
  • Halk bir kere kulluklaşmaya görsün, özgürlüğü öylesine unutuyor ki, artık onun uyanıp ye­niden özgürlüğünü ele geçirmesi olanaksız oluyor.   
  • İnsanlar çoğu kez aldatılma ile özgürlüklerini kaybederler; bu durumda başkaları tarafından kandırılmaktan çok kendi kendile­rini aldatırlar.   
  • Ama hiç kuşkusuz, şimdiye dek yalnızca iyiliği görülen bir kişiden hiç çekinmemek ve onda yine iyilik bulmak yanılgısına da nasıl düşülmez ki?   
  • Kulluk etmemeye karar verdiğiniz an Özgürsünüz demektir. Onu itmenizi ya da dengesini bozmanızı istemiyorum.Fakat yalnızca onu desteklemeyin...   
  • Doğal olan ne kadar iyi olursa olsun, eğer onun bakımı yapılmazsa, yok olur gider ve doğaya karşın, eğitim bizi her zaman için, istediği biçime sokar.   
  • Tiranlar, çeyrek litre buğday, yarım litre şarap ve gümüş bir para bağışlardı; İşte o zaman "Yaşasın kral" diye bağırıldığını duymak acınılacak bir şeydi.   
  • Doğa, birbirimizi yoldaş olarak ya da daha doğrusu kardeş olarak bilelim diye, hepimizi, bir tek dökme kalıbından çıkmışcasına, aynı biçimde yapmıştır.  
  • Kölelik kulluktan daha zordur. Kulluk boyundurukaltına alırken, kölelik demirden bir boyunduruktur. Kulluk özgürlüğe zarar verirken, kölelik onu yok eder.  
  • Size böylesine hâkim olan kişinin iki gözü, iki eli, bir bedeni var. Yalnızca sizden fazla bir şeyi var: O da sizi ezmesi için ona sağlamış olduğunuz üstünlük.
  • Poulantzas'ın da belirttiği gibi 'ezilen sınıflar, hükmetme sistemine karşı olan ayaklanmalarını bile, genellikle, hakim meşruluğun çerçevesi içinde yaşarlar.     
  • Tiranlık, yalnız bir kişinin konuşup diğerlerinin onu dinlediği... ve kitlelerin tiranın söylemini tekrarlamaktan başka bir şey yapmadığı bir durumu temsil eder.   
  • Hiçbir zaman bilmediğimiz bir şeyden dolayı sızlanıp yakınmayız; üzüntü, pişmanlık, ancak hazdan sonra ve her zaman geçmiş sevincin anısının ardından gelir.   
  • Kendine ait hiçbir şeye sahip olmayarak ve rahatını, özgürlüğünü, bedenini ve yaşamını başkasının ellerine vererek yaşamaktan daha sefil bir durum olabilir mi?  
  • Eğer insanlar fazla sağır olmasaydılar, hayvanların onlara 'yaşasın özgürlük' diye haykırdıklarını duyarlardı. Hayvanların birçoğu yakalandıktan hemen sonra ölür.  
  • Hiç sahip olmadığımız şeyler için hiç üzülmeyiz ; üzüntü yalnızca ve her zaman tadılan hazdan sonra gelir; sahip olunanın bilgisi geçmiş sevinçlerin hatırasına eklenir.   
  • Ülke ona kulluk etmemeye karar versin bir kere, tiran kendiliğinden yok olup gider. Ondan herhangi bir şey eksiltmek gerekmez,ona hiçbir şey vermemek yeterli olur.    
  • Meşruluğu elde eden iktidar, kendini çepeçevre saran bir imgeler, inançlar sistemi yaratarak, kişilerin iktidar ilişkilerini kendisinin saptadığı yönde algılamasına yol açar.
  • Demek ki halklardır kendilerini teslim edenler, daha doğrusu kendilerini ezdirenler; çünkü kulluk etmeye son verdikleri an üstlerindeki bu yükten de kurtulmuş olacaklardır.  
  • Devlet, toplumu, kurdurduğu bağımlılık ilişkileri zinciriyle ve yeniden ürettiği hakim ideolojiyle sürekli bir denetim altında tutmakta ve bireylerin ergibleşmesini önlemektedir.  
  • Sizin onu itmenizi veya onu sarsmanızı istemiyorum.Sadece onu taşımayı bırakınve göreceksiniz kaidesi altından alınmışkocaman dev bir heykel gibikendi ağırlığıyla düşüp parçalanacaktır.
  • Kendi kendini kulluklaştıran, kendi boğazını kesen halk; özgürlük ve kulluk seçeneği karşısında bağımsızlığını terk edip boyunduruğu kabul etmiş ve bu kötü duruma razı olmak şöyle dursun, onu arzulamıştır.   
  • Özgürlük insanların doğal koşuludur. Ancak insanlar boyun eğdirildiklerinde kölelik artar. İnsanlar yöneticilere bayılmak için eğitilmişlerdir. Özgürlük birçoğu tarafından unutulurken, her zaman asla boyun eğmeyecek olanlar vardır.  
  • Boyunduruk altında bir milyon insanın kendinden daha üstün bir gücün zorlamasıyla değil de, sanki tek bir kişinin adıyla büyülenerek sefilce hizmet etmesini görmek öylesine olağan bir şey ki, buna şaşırmaktan çok üzülmek gerekir.